1 Ocak 2016 Cuma

Çok Satan Bir Kitap Yazmanın Sırrı- Bin Yüzlü Kahraman

Joseph Campbell’ın 1949’da ele aldığı “The Hero With a Thousand Faces” (Bin Yüze Sahip Kahraman) isimli çalışmasında; tüm “kahraman”ların aslında aynı karakter olduğunu, değişenin sadece çevresel faktörler ve kahramanların sahip oldukları güçler olduğunu ve hepsinin hikayesinin hep aynı 12 fazdan oluştuğunu anlatıyor.
"George Lucas, J.K Rowling, J. R. R. Tolkien..."
Göremediysen üstüne tıkla dayı

1-Sıradan Hayat

2- Maceraya Çağrı
yazar burada beyaz tavşanı seçer. Çoğu yazarın hatası sorunu çıkar çıkmaz çözmek. Hayır biraz uğraştırıcaksın ve düşmanı direk öldürmiyceksin.

3- Çağrıyı Reddetme
Kaderini reddeder.Genelde reddedilir. Kim değişmek ister ki?

4- Akıl hocasıyla tanışma ya da Doğaüstü Yardım
Kahramanı diğerlerinden farklı kılan, doğaüstü bir destek veya yardım.

5- Eşiği aşmak
Yani kahramanın doğduğu büyüdüğü sıradan dünyayı terk etmesi ve maceraların başlaması

6- Balinanın Göbeği(Belly of the Whale)/ İmtihanlara Giriş- dostlar düşmanlarla tanışmak, sürekli sınavlara tabi tutulmak.
O yüzden genelde çabuk pes ederek bu aşamayı aşamayanlar kahraman olamaz. Mitoloji hocam bunu çabuk pes etmeye bağladı ama bence emin olmakla ilgili. Bu yolu seçtiğine emin misin? Bak lafla bitmiyor bu işler bunları kaldırabilecek kadar seviyor musun ulaşmak istediğin şeyi.

7- Kahramanın dünyaya bakışı değişir, yeni fikirler edinir.

8-Çile-Kahramanımız hayatının en büyük engeliyle karşılaşıyor, ölüm kalım meselesi.

9-Ödül-  kahraman bir ödülü hakediyor.

10- Kahraman geldiği yere geri gider.

11-Yeniden Dirilme- Kahramanın yeniden doğduğu ve son bir testle yüzleştiği kısım, her şey tehlikede ve kahramanımızın şu ana kadar öğrendiği her şeyi kullanması lazım.

12- İksirle geri dönüş- Kahraman bilgeliğini ya da macera boyunca ne edindiyse onu eve getiriyor ve sıradan dünyada kalmış insanlara yardım ediyor.


Herkes bir araya geldiğinde yeni arkadaşlar edinildiğinde mutlu sonumuzla birlikte kurgumuz bitmiş oluyor.
Sadece başarılı bir yazar olmak için değil, aynı zamanda kendi hayatımızın kahramanı olmak için de bunları bilmemiz gerekiyor.











18 Kasım 2015 Çarşamba

Vurun Kahpeye-Kitap Değerlendirmesi

Yazarın Adı ve Soyadı: Halide Edip Adıvar
Kitabın adı: Vurun Kahpeye
Yayın yeri ve yılı: İstanbul, 1975
Sayfa Sayısı: 214


Kitabı Neden Tavsiye Ediyorsun?-Üzerinde yaşadığımız toprakların değerini daha iyi bilebilmemiz ve hakkında az bilgimiz olan tarihin bazı dönemlerinin aydınlattığı için her türk gencinin, savaşın insanlar üzerindeki etkisini ve herkesin gerçek rengini nasıl da ortaya çıkardığını görebilmeleri için tüm dünya vatandaşlarının okuması gereken bir kitap.
Dili, alana katkısı: Dili ağır ve ağdalı, defalarca kelimelerin anlamına bakmaktan, cümleleri olması gerekenden geç algıladım. Tarihimizin hakkında çok az belge bulunan bir dönemini, birinci ağızdan anlatan nadir kitaplarından olduğundan önemli bir yer tutuyor.
Neden bu kitap okunmalı?  Hakkında pek bilgi sahibi olmadığımız bir dönem hakkında daha farklı bakış açılarını tanıyarak bilgi sahibi olabilmek için.
Dikkat Çeken Yönleri Neler? 
Yazarın Kendine Özgü Bir Üslubu Var mı?
Kitap Hangi Açığı Kapatıyor? Tarihimizin hakkında az belge bulundurduğu dönemler hakkında, o zamanlarda yaşamış bir kadının gözünden olayları tekrar yaşayabiliyor, savaşı başka bir bakış açısıyla değerlendirebiliyoruz.


Kitap Daha Önce Alanında Yazılmış Literatüre Hakim mi?  Anlattığı olaylar tarihle aynı seyirde ilerliyor, çelişen bir bilgi bulamasam da kurgu olduğu için bolca kişisel görüş içermekte.
Belli Bir Düzen Var Mı? Bazen kurguda ve olayları bağlamada bir başarısızlık ve aralarda boşluk olsa da genel olarak düzenli.
Belli Bir Amaca Hitap Ediyor Mu? Türk gençliğine bu vatanın nasıl korunduğunu ve kurulduğunu anlatmayı amaçladığını varsayarsak evet, ediyor.
Hedef Kitleye Uygun Mu? Evet, hedef kitlesi düşündüğüm gibi türk gençliğiyse.
Dili, Üslubu Nasıl? Dili ağır ve bol bol farsça ve arapça kökenli kelime içeriyor, bu yüzden osmanlıca sözlüğümü ikide bir karıştırmak zorunda kaldım, okuması zor ve zahmetli.


Bu kitap hakkındaki nihai kararınız nedir? Yazar karakterleri birbirine bağlamakta ve kurguda biraz başarısız olsa da, ingiliz çatısını ve romanını çok iyi bilmesi esere olumlu bir katkı sağlamış.
Okumaya Değer Mi? Evet, büyük taarruz yıllarındaki türk milliyetçilerinin fedakarlıklarını ve cesaretini gördükçe, insanın gözlerine yaşlar taarruz ediyor.
Alana Yeni Bir Şey Katıyor Mu? Elbette, hakkında çok az bilgimiz olduğu tarihi bir döneme, o zamanlarda yaşamış bir kadının gözlerinden bakabiliyoruz.











17 Kasım 2015 Salı

Kitap Değerlendirmesi Yaparken Dikkat Etmeniz Gerekenler

Kitap Tanıtımı
(en basit şekliyle)

  • Fiziki özellikler
  • Olumlu Yönleri
  • Olumsuz Yönleri
  • Sonuç


Fiziki Özellikler

  • Yazarın adı ve soyadı
  • Kitabın adı
  • Yayınyeri,yılı
  • Sayfa Sayısı



Olumlu Yönler

  • Kitabı niye tavsiye ediyorsun?
  • Dili, alana katkısı
  • Neden bu kitap okunmalı?
  • Dikkat çeken yönleri neler?
  • Yazarın kendine özgü bir üslubu var mı?
  • Kitap hangi açığı kapatıyor?


Olumsuz Yönler

  • Kitap daha önce alanda yazılmış literatüre hakim mi?
  • Belli bir düzen var mı?
  • Belli bir amaca hizmet ediyor mu?
  • Hedef kitleye uygun mu?
  • Dili, üslubu nasıl?

Sonuç


  • Bu kitap hakkındaki nihai kararınız nedir?
  • Okunmaya değer mi?
  • Alana yeni bir şey katıyor mu?


































24 Ekim 2015 Cumartesi

Kitap Değerlendirmesi Nasıl Yazılır?

Önünde iki aşamalı bir iş var evlat.

1>>Yazara her fırsatta soru sorup kitapta asıl anlatılmak isteneni anlamaya çalışarak sorgulamalısın.

Yazarın amacı ne?

Merkezi bir fikri var mı? Yazar fikrini belirtmiş mi yoksa okuyucu metinden mi çıkarım yapıyor?

İletişimi Kopuk Mu?

Olaylar ve şahıslar arasında kurulan bağlantılar  kitap içerisinde önem sırasına nasıl sokuluyor?
Kurgu mantıklı ve tutarlı mı, konu açıklığa kavuşturulmuş mu? Siz olsanız nasıl yazardınız?


Yazarın Yaklaşımı

Fikirler geniş bir bakış açısıyla esere oturtulmuş mu? Yazarın özgün üslubu olayları veya konuyu algılamaya yardımcı oluyor mu?

Eksiklikler

İşlenen konuda tamamlanmayan bilgi, es geçilmiş kısımlar var mı? Bu kısımlar kitabın amacını anlamanı kolaylaştırıyor mu yoksa üzerindeki etkisini azaltıyor mu?

Dil

Akıcı mı? Şiirsel bir dili mi var anlaşılmayı zorlaştıracak az kullanılan/bilinmeyen kelimelerle mi dolu? Yazarın kolay iletişim taktikleri sayesinde aranızda doğal bir ilişkinin oluştuğunu hissediyor musun?

İlham

Yazar nereden ilham almış? Kullandığı kaynaklar arşivden mi yoksa yaşamın kendisinden mi? Yazdığı alanda daha fazla araştırma yapma isteğini sende uyandırdı mı? Konu ile ilgili temel olguların hepsine değinebilmiş mi?

Stalker

Yazarın önceki işleri neler? Deneyimleri ve biyografisiyle yazdıkları arasında bir bağlantı var mı? Tecrübeli mi? Bu alanda yazmasının altında yatan bir sebep var mı? İnternet amcayı meşgul edin.

2>>Değerlendirmeyi Yaz.

Kitap üzerindeki düşüncelerini sisteme sokarken ana bölümlerini geliştir. Temel noktaları belirledikten sonra giriş, gelişme ve sonuç olarak çalışmanı ayır.

Düşüncelerini sisteme sok.

Kitapla ilgili dönüm noktaları nelerdi-yani "kırılma noktası", tüm gidişatın değiştiği kısım- , aklınızda kalan tek yer ne? Titanik diyince insanların aklına nasıl geminin ucunda sarılmış iki sevgili geliyorsa, her kitabın da kolay kolay unutulmayacak  bir "en" i vardır.

Temel Çatışma

Değerlendirmenin bir ana çatışmaya, tartışmaya ihtiyacı var. Ana fikri neydi sahi?

Yay

Elindeki özetini giriş,gelişme ve sonuca nasıl yedireceksin?

Öz Metin

İncelediğin eserin içindeki tartışma ve fikirleri genel bir bakış açısıyla içeren bir paragraf hazırla-özet demek değil bu-


Dikkat et ey yolcu!
Kısa ve öz  bir girişin ardından, özetimsi bir tanıtımı ikinci paragrafta yap.

Gelişme kısmında tespitlerini ve eleştirilerini döşe. Mantıklı ve alakalı ol.

Okurun düşünmesi için birkaç noktayı açık bırakarak ana fikrini işlediğin bir sonuç bölümünü yaz.



Tebrikler, bilmen gereken her şeyi öğrendin. Mucx mucx.
























6 Ekim 2015 Salı

ETKİLİ İNSANLARI 7 ALIŞKANLIĞI -Stephen Covey

1-Sadece üzerinde etki güçlerinin olduğu konularda çabalarlar.
Etkili insanlar siyaset, enflasyon, futbol gibi üzerinde kontrolleri olmayan konularda konuşmazlar Haklı bile olsalar yakınmanın bir değeri olmadığını bildiklerinden sadece değiştirebilecekleri alanlara odaklanırlar.
İşi varsa, hükümetin politikalarından dert yanıp müşterilerin nankörlüğünden şikayet etmek yerine "ürünümü nasıl geliştirmeliyim ki insanlar onsuz yapamasın" diye düşünür. bu sorunun cevabı için yapılacak araştırmayı da göze alır, diğer insanlarsa bu araştırmanın gerektirdiği yoğun çalışmayı göze alamadıkları için saçmalarlar.
 2- Sonunu düşünerek davranırlar
Bir işe giriştiklerinde kendilerine "ne yapıyorum" "nasıl hatırlanmak istiyorum" diye sorup arkalarından nasıl konuşulmasını istiyorlarsa öyle davranırlar. En önemliden en gereksize doğru düşünmeleri, uzun vadede doğru kararı vermelerini sağlar
3-Önceliklerinin farkındadırlar
Yapmak istedikleri ile yaptıkları arasındaki farkı minimumda tutmaya çalışırlar
4-KAZAN-KAZAN düşünürler
İki rakip yazar, birbirlerine çelme takmak yerine kendi okuyucu kitlelerine birbirini öneriyorlar.  Böylelikle her ikisinin de okuyucu kitlesi genişliyor. Kendilerinin kazanması için başkalarının kaybetmek zorunda olmadığını bildiklerinden mutualist ilişkiler kurarlar
 5-Önce insanları anlamaya çalışıp, sonra anlaşılmayı bekler.
Videonuzu yükledikten sonra "bu video için çok araştırma yaptım, beğenin bunu" demek yerine insanların hayatlarını kolaylaştıracak bilgiler vererek zenginleştirirler, ödül kendiliğinden gelir.
6-Artı güç için fırsatları kollarlar.
Diyelim ki iki tane ağaç var. ikisinin de elmaları çok üstte. İki insan tek başına uğraşırlarsa en fazla iki tanesine yetişebilirler. biri diğerinin sırtına çıkarsa, tüm elmaları toplayıp aralarında paylaşabilirler.
7-Bıçağı bilerler
Tüm gün boyunca aynı kör testereyle ağaç kesen  adamı izleyen bir yaşlı dayanamayıp aşağı inmiş ve testereyi neden bilemediğini sormuş . Adam da testereyi bilemenin vakit kaybı olduğunu düşündüğünü söyleyince yaşlı testereyi onun için bileyerek 5 dakikalık bir vakit kaybıyla uzun vadede adama 5 saat kazandırmış.
Uzun süre aynı işte çalışmak yerine, arada istedikleri işleri yapmak için kendilerine vakit ayırırlar.

NASIL MİLYONER OLUNUR?- MJ Demarco

MJ DEMARCO'ya göre zengin olmanın üç yolu var.
Ya kaldırımda yürürsünüz, maaş gününden maaş gününe yaşarken kazandığınız kadar harcar, yeteneğinizi kullanmadığınız ortalama bir hayat sürersiniz. Başınıza bir kaza geldi mi ya da yaşlandınız mı geliriniz kesilir, kaldırımı seçen insanların finansal zekası gelişmemiştir.
Yavaş şeriti seçenler, bu büyük ihtimalle senin yolun. YIllarca okula gidip sigortalı bir işe girer, hala ölmemişseniz 75 yaşında milyoner olabilirsiniz.
Eğer ruhunuzu 40 yıl boyunca satıp 2 gün için 5 gün çalışmak istemiyorsanız,bu yolu tercih etmeyin.
Yine de bu yol hızlı şeriti kaldıramayan insanlar için idealdir
Hızlı şerit ise henüz gençken zengin olmak isteyenler için. Verdikçe aldığın, insanların gerçek ihtiyacını karşılayıp dünyaya bir değer kazandırdığın ,zengin olmak için en doğru yol, hizmetinizi geliştirerek daha çok para kazanabilirsiniz ama maaşınızı iki ayda ikiye katlayamazsınız.
Bu şeride geçebilmek için şu  anda dünyaya vericek bir şeyin olmasa bile çalışmaya devam etmek gerekiyor.
Hızlı şeridin en önemli özelliği; ne kadar çok insana ne kadar çok değer verebilirsen o kadar çok para kazandırması. Bu yüzden marketteki kasiyer ay sonunu bekleyerek ömrünü geçirirken, bill gates 7 sülalesini sultanlar gibi yaşatacak kadar zengin.

ENDİŞELENMEYİ BIRAK YAŞAMAYA BAK -Dale Carneige

Yazar, endişelenmeyi bırakıp yaşamdan keyif almak için yapılması gerekilenler,
1- Kendinize sorun: En kötü ne olabilir?
Eğer hemen beyninize en kötü senaryoyu vermezseniz beyin belirsizlikle sizi endişelendirmeye devam eder. Beyninizi ikna ederken, en kötü senaryoyu açık ve detaylıca ifade etmelisiniz.
Eğer youtube'da bir kanal açarsanız en kötü ihtimalle ne olur? İçeriğinize çok sinirlenip evinizi yakmaya gelmezler, en kötü ihtimalle olumsuz bir yorum bırakırlar.
2- Endişelerin saçmalığının ayırdına varın.
Üzerinde etki gücünüzün olmadığı konularda endişelenmek sadece vakit kaybı.Her gün insanlar ölüyor ve tek suçları belli bir coğrafyada doğmaları. Her sabah bir insanın ölümünü izleyerek güne başlarsanız endişelendiğiniz küçük şeylerin gereksizliğinin farkına varırsınız.  
3- Meşgul Kalın.
En çok endişelenen insanlar, ortalama meşguliyete sahip olup akşam evde haberleri izleyenler. Eğer eve gelince biraz hobinize odaklanıp sevgilinizle ilgilenirseniz beyin aynı anda iki farklı şeyi düşünemediği için beyninizde endişelenmek için yer kalmayacak. Kendinizi sevdiğiniz işle meşgul edin.
4- Zaten zengin olduğunuzun bilincine varın.
Ortalama 80 yıllık bir ömrümüz olduğunu varsayarsak bunun 60 yılında saçma sapan bir ev be içindeki gereksiz eşyalar için çalışıyoruz. En sonunda eğer şanslıysanız bir milyon liralık bir servete sahip olabilirsiniz.
Kollarınızı bir milyon liraya satar mısınız? Bacaklarınızı? İşte şimdiden iki milyon liralık bir varlığınız var. Ama bunu görmezden gelip daha fazlası için endişelenmeye devam ediyorsunuz.